Bağırsaklar ve SIBO neden önemli?

Çok yakın bir zamana dek tıpta bağırsaklara bakış bugünkünden çok farklı idi. Doktorlar olarak bağırsağa adeta tıkandığında açılacak, fazla akacak olursa da kısılacak bir tür PVC boru basitliğinde bakıyor, hasta kabızsa fitil, ishalse lomotille günü kurtarıyorduk. Son 10 yılda bu durum ciddi biçimde değişti. Bağırsağın besinlerin emiliminden ibaret bir tüp olmadığı, aksine vücut bağışıklık sistemi ordusunun %70-80’ine ev sahipliği yapan bir karargah olduğu anlaşıldı. Bağırsakta yerleşik, toplam ağırlığı 1- 1,5 kg’ı bulan “dost” bakteri kitlesi için kullanılan mikrobiyota terimi, giderek tıp dışı kesimlere bile tanıdık gelmeye başladı.
İnce bağırsaklarınız içinde aşırı bir bakteri üremesi varken sağlıklı bağırsaklara sahip olamazsınız. Durum böyle ise ne bağışıklık sisteminiz sağlam olabilir, ne de besinlerden bir yarar görmeniz mümkün olabilir. Hatta aldığınız besin destekleriniz bile büyük oranda boşa gider.
Bugün milyonlarca kişi, kronik kabızlık, ishal, şişkinlik, hazımsızlık, kramplar, gıda duyarlılıkları ve emilim bozukluklarının yol açtığı besin eksikliği gibi yakınmalarla yıllarca mücadele ederek mutsuz ve sağlıksız yıllar geçiriyor. Hastaneye başvurduğunda “alttan-üstten” endoskopileri yapılıp, MR’ları tomografileri çekilip “bir patoloji görülmedi” raporu ile ishal, kabız ya da gaz giderici ilaçlarla gün dolduruyor. Daha önemlisi, altta yatan hastalıkları SIBO’dan beslenmeye devam ediyor!