Blog

Yazılar

1111111.jpg
05/Oca/2023

1- Gaz, şişkinlik, hazımsızlık, karın ağrısı yapar.

Ayakta yemek yemek yerçekiminin etkisiyle midenin hızlı boşalmasına ve yiyeceklerin tam sindirilmeden bağırsağa geçmesine neden olur. Buda şişkinlik, gaz, hazımsızlığa neden olur.

2 Aşırı yemek yemeye yol açar

Ayakta durup yemek yediğinizde yemek mideyi asla doldurmaz ve bunun sonucunda tok olup olmadığınızı asla anlayamazsınız. Bu aşırı yemeye neden olur.

3-Aç hissetmeni sağlar.
Ayakta yemek yemek, yiyeceklerin %30 daha hızlı sindirilmesini sağlıyor ve bu da birkaç saat sonra acıkmanıza neden olur.

5-Hızlı yemenize neden olur.
Ayakta yemek yemek yeme hızınızı artırabilir, buda hava yutmanıza ve gaz ve hazımsızlığa neden olur.

!!!! Ayakta ve yürürken yemek yemek
yemekten sonra normalde hissedeceğinizden daha fazla acıkmanıza neden olabilir.

6- Tat ,sıcaklık ve tokluk algısını azaltır .

7- Beyniniz doğduğunu algılayamaz.

Oturup yemenin faydaları;

Oturup yemek dikkatli yemeye neden olur. Oturarak yemek yiyenlerin sindiriminin daha iyi olduğu kanıtlanmıştır. Oturur pozisyonda yemek yediğinizde, duyularınız yemeği deneyimler ve mesaj doğrudan beyne gider, bu da sizi daha uzun süre tok ve tok tutar.


Adsiz-tasarim-8-1200x675.png
05/Oca/2023

-Hücre ve dokulara giden kan dolaşımını hızlandırır,
-Bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyon hastalıklarına karşı direnci arttırır,
-Damarları (arter ve venler) yeniler, tansiyonun düzelmesini sağlar,
-Kan ve Lenf sistemini temizler,
-Derinin üçüncü bir böbrek ya da ikinci akciğer sistemi gibi çalışmasını sağlar,
-Daha temiz, yumuşak ve daha gençleşmiş bir cilt,
-Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır, esnekliğini arttırır,
-Eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarını iyileştirir,
-Hormon ve enzim üretimini normale döndürür,
-Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir,
-Depresyon ve sıkıntıyı ferahlatır,
-Stres hormonu olarak bilinen adrenalini okside ederek genel bir sakinlik sağlayarak depresyon kaynaklı gerginliği gidermeye yardımcı olur.


Adsiz-tasarim-7-1200x675.png
05/Oca/2023

Uykusuzluk iştah artışına aşırı yeme isteğine neden olur!!
Erkeklerde yetersiz uyku iştahı artıran ghrelin hormonunu artırırken, kadınlarda ise uykusuzluk, iştahı baskılayan GLP-1 hormonunun etkisini azaltıyor.Sonuç olarak hem erkeklerde hem kadınlarda uykusuzluk aşırı yeme isteğine neden oluyor.


Adsiz-tasarim-6-1200x675.png
05/Oca/2023

Şeker hastası olduğunuzda soracağınız ilk soru ‘Hangi ilacı kullanmalıyım?’ değil ,”Neden ben şeker hastası oldum ? Nerede yanlış yaptım? Neleri düzeltmem gerekiyor?” olmalı. Çünkü şeker hastalığında birincil tedavi hayat tarzı değişiklikleri ,diyetin, hareketin, uykunun sağlıklı bir şekilde düzenlenmesidir.

Dünyada diyabet vakalarının sayısı hiç bu kadar çok artmamıştı .
Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük değişiklik sırf genetik bir bozuklukla açıklanamaz.
İnsanın genetik şifresi 20.000 yılda ancak %0.2 oranın da değişir .Yani nesilden nesile değişmez.
Burada bilmemiz gereken en önemli şey genlerimizin çevreden gerçekten çok etkilendiğidir. Genetik şifremiz değişmeyebilir ancak genlerin ifadesi çevremizdeki dünyadan ciddi anlamda etkilenir. Çevremiz son yüzyılda bütün dünya tarihinde hiç olmadığı kadar kötü bir şekilde değişti. Diyabete neden olan esas neden genetik değil çevresel etkenler ve yaşam tarzı faktörleridir. Evet diyabete yatkınlık oluşturan genleri taşıyor olabilirsiniz ancak kötü besleniyor hareketsiz bir yaşam sürüyor stres oranınız yüksek ve çevresel toksinlere maruz kalıyorsanız uyuyan bu kötü genleriniz aktif hale gelir ve erken yaşta şeker hastalığına yakalanma ihtimaliniz artar.

Diyabetin genetik aktarıldığı doğrudur. Ancak genler kaderiniz değil.
İşte diyabet genlerini aktif hale getiren “uyuyan yılanı uyandıran” baş suçlular!!!

-Sağlıksız beslenme

-Hareketsiz yaşam

-Gıdalardan gelen toksinler(peptisidler,tarım ilaçları)

-Çevreden gelen toksinler (ağır metaller)

-Hava kirliliği

– Baş edilemeyen Psikolojik ve fizyolojik kronik stres

Ana öğünlerinizi atlar, bunun yerine şekerli atıştırmalıklar, işlenmiş paketli gıdalar, hamur işleri tüketirseniz kan şekerinizde dalgalanmalar meydana gelir .Bu da sizi huzursuz ,gergin ,sinirli ,yorgun yapar. Hatta çarpıntılara ve panik atağa bile sebep olabilir.Bu sağlıksız yaşam devam ederse insülin direncinin erken belirtisi olan şeker düşüklüğü yaşarsınız. Bu şikayetler siz de sabah kalktığınızdan itibaren sürekli olmaya başlar. Sürekli şekerli yiyecekler, karbonhidrat tüketmeye başlarsınız. Böylelikle kısır bir döngü oluşur. Sonuç olarak insülin direnci, gizli şeker ve şeker hastalığı oluşur !!!

Sebep Olduğu Hastalıklar;

1-Hipertansiyon:

Diyabet yüksek tansiyonun önde gelen nedenlerindendir.Diyabetlilerin %75’inde hipertansiyon vardır.

Diyabet karaciğer yağlanmasının ve karaciğer yetmezliğinin önde gelen nedenlerindendir .

Diyabetli hastaların %70 – % 90’ında karaciğer yağlanması mevcuttur.
Karaciğer yağlanması olanlar daha yüksek kalp krizi ve ölüm riski taşırlar.

2-Böbrek yetmezliği:

Diyabet böbrek yetmezliğinin önde gelen nedenidir böbrek yetmezliği vakalarının %44’ü diyabetten kaynaklanır.

3-Demans:

Şeker hastalarında demans riski normal insanlara göre 4 kat fazladır.

Gizli şeker Predemans’ın ( hafif bilişsel bozukluk ) başlıca sebebidir.

 

 

 

 


Adsiz-tasarim-5-1200x675.png
05/Oca/2023

Avrupa Obezite Kongresi’nin raporuna göre; obez veya fazla kilolu olan yetişkin sayısı göz önüne alındığında Avrupa ülkeleri arasında Türkiye ilk sırada bulunuyor.

Türkiye’de her 3 yetişkinden 2’si fazla kilolu.

Obezite faktörü, zekâyı düşürdüğü gibi daha pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor.
QI sıralamasında 86.8 puan ile 198 ülke arasında 77. sıradayız. Üstelik birkaç yıl öncesine göre düşüş bile var.
Bu da ne yazık ki içinde yaşadığımız toplumun “donuk zekalı” olduğu anlamına geliyor.

Bu yüzyılın en büyük sorunu daha önce hiç görülmemiş düzeyde çocuk obezitenin artması ve yine daha önceden erişkinlerde görülen tip 2 diyabetin çocuklar ve gençler arasında yaygınlaşmasıdır.

Obezite ve tip 2 diyabet diğer bütün kronik hastalıkların ( hipertansiyon, kalp hastalıkları,kronik böbrek hastalığı, yağlı karaciğer, siroz, demans, alzheimer, felç vb) tetiğini çektiği ve domino etkisi yaptığı için oldukça önemlidir .

Bu duruma dur demezsek bir çok kronik hastalıkta Avrupa birincisi olan ülkemizde çoklu kronik hastalık görülme olasılığı ileriki yılarda şimdiye göre kat kat artacak .

Bu durum gerçekten çok üzücü yapacağımız şey aslında çok basit sağlığımızı kaybetmeden önce korumak
1-Koruyucu hekimlik

2- Kurutucu sağlık politikaları

3-Bireysel farkındalık


Adsiz-tasarim-4-1200x675.png
05/Oca/2023

Uyku apneniz varsa gece oksijen açlığı yaşarsınız. %98 civarında olması gereken oksijen saturasyonunuz %80-%70’lere düşebilir. Bu sırada adrenaliniz artar, sizi uykunuzdan uyandırır ve tekrar uykuya dalmakta zorluk çekersiniz. Bu nedenle uyku apneniz varsa mutlaka tedavi görün.


Adsiz-tasarim-54.png
03/Oca/2023

1-Ailede alzheimer hastalığı olması
2-İnsülin direnci ,diyabet
3-APOE4 testinin pozitif olması
4-Östrojen , progesteron eksikliği (menepoz)
5-testosteron eksikliği
6-kortizol fazlalığı (kronik stres)
7-D vitamini eksikliği
8-Omega 3 eksikliği
9-B vitamini eksiklikleri
10-Uyku bozukluğu
11-Uyku apnesi, düşük oksijen saturasyonu
12-Hareketsiz yaşam
13-Yüksek karbonhidratlı düşük lifli ve proteinli diyet
14-Toksik yük (çevresel toksinler , böcek ilaçları,hava kirliliği sigara gibi)
15-Küflü ve nemli bir ortamda yaşamak
16-Geçirgen bağırsağa sahip olmak
17-Flora bozuklukları
18-Kronik enfeksiyonlar (diş ve sinüzit,lyme, vb gibi)
19-NGF veya BDNF kaybı


Adsiz-tasarim-13.jpg
03/Oca/2023

Alzheimer hastalarında beynin kan akışı azalır daha az oksijenlenir ve bu enflamasyonu,(iltihaplanmayı) daha da artırır. Böylece bilişsel işlevler daha çok geriler.
Yüksek yoğunluklu antrenmanlar ve kuvvet antrenmanları buna bir örnek. Hiçbir şey yapamıyorsanız günlük ortalama yarım saat tempolu yürüyüş yapın. Yürüyüş yaparken nefes alıp verişinize dikkat edin. Doğru nefes alıp verdiğinizden emin olun. Hücrelerinizin iyi bir şekilde oksijenlenmesi için oksijen saturasyonunuz %96-%98 arasında olmalı, bunu sağlamak için dikkat etmeniz gerekenler;

1-Tüm vitamin ve mineral eksikliklerinizi doktor eşliğinde üst düzeye yakın olacak şekilde yerini koyun .En önemlileri;
-D vitamini ,B kompleks vitaminleri
-Çinko ,bakır,
-Omega3
-Alfa Lipoik asit
-Koenzim Q10
-Demir
-Magnezyum

2-Uykunuzu düzenleyin gerekirse destek alın( magnezyum glisinat- melatonin gibi )

3-Egzersiz yapın (aerobik ve kuvvet antrenmanı)

4-Aralıklı oruç tutun (12-16 saatlik gece orucu)
Geceleri 12 ila 16 saat oruç tuttuğunuz da otofaji tetiklenir, beynin temizlenmesi hızlanır. APOE4′ ünüz pozitifse, 14 – 16 saatlik açlık en iyisidir.APOE4 negatifseniz, 12 – 14 saatlik açlık yeterli.

5- Lif ,sebze ve yeşillik açısından zengin, düşük karbonhidratlı hatta sıfır karbonhidratlı ( Şeker ve nişasta yok!!) . sağlıklı yağdan zengin hafif ketojenik diyet yapın.

6-Tüm toksinler, ağır metaller, pestisitler, biyotoksinler, küf toksinlerinden vücudunuzu arındırın .eviniz küflü ise değiştirin.

7-Uyku apneniz varsa oksijen saturasyonunuz düşükse doktor eşliğinde tedavinizi ihmal etmeyin.

8-Nefes egzersizleri yapın.

9- Beyin jimnastiği yapın. ( sudoku, bulmaca çözün , santranç oynayın,kitap okuyun yeni şeyler öğrenin)


Adsiz-tasarim-21.jpg
24/Eki/2022

-Fazla kilolu olmak
-Ne kadar egzersiz yapılırsa yapılsın vücut şeklinin değişmemesi
-Kilo vermeyi başaramamak veya kilo alımını durduramamak
-Canınızın sürekli keyif verici yiyecekler çekmesi
-Yemeklerden sonra halsizlik
-Sürekli ya da gecenin bir yarısı aç his etmek
-Yemeklerden sonra atıştırma isteği
-Açlık trigliserit düzeyinin 100’ün üzerinde olması
-Osteoporoz
-Uykuya dalmada güçlük çekmek uykunun bölünmesi
-Yüksek tansiyon
-Sürekli şeker veya kafein gibi uyarıcı maddeler tüketme isteği
-Can simidi tipi yağlanma


Adsiz-tasarim-36.jpg
24/Eki/2022

Leptin vücuttaki yağ hücrelerinden salınır. Doyduğunuz zaman yağ hücreleriniz leptin hormuni salgılayarak beyninize yemeği bırakmanızı söyler. Yani sizi frenler. Leptin seviyesi düşük olan insanlar aşırı yemek yeme eğilimindedirler. Ayrıca leptin sinir sistemindeki sempatik ve parasempatik uyarılma arasındaki dengeyide idare eder. Hormonel sistemimizde herhangi bir aksaklık varsa bu aksaklığı leptin seviyenizi normal düzeyde getirmeden düzeltmenizin imkanı yoktur. Karbonhidratlar ne kadar rafine ve işlenmişse insülin ve leptin hormonu o kadar zarar görür ve İnsülin direnci ve leptin direncine yol açar. Sonuç olarak leptininiz yükselse bile işlev göremez. Beyninize doyduğunuz veya yemeği bırakmanız gerektiği sinyalini gönderemez.
Leptin seviyesini düzeltmenin de tek yolu doğru beslenmeye ek olarak sağlıklı uyku düzeni oluşturm


logo-esragokmen-beyaz

Dr. Esra Gökmen 1981 yılında Kayseri ‘de doğmuştur . 2006 yılında Erciyes üniversitesi tıp fakültesini ikincilikle bitirmiştir. İhtisasını KTÜ tıp fakültesinde 2012 yılında tamamlayarak iç hastalıkları uzmanı olmuştur. Çanakkale Devlet Hastanesi’nde çalışmıştır. Fonksiyonel tıp eğitimi,Nöral terapi , visseralmanuel terapi, hipnotik yeniden işleme terapisi eğitimi almıştır.

Copyright Dr. Esra Gökmen. Tüm Haklara Sahiptir. Tasarım Fusion Reklam